25 Eylül 2007
"bu yaz da barthes okudu..."
"viewed as a transition the face of Garbo reconciles two iconographic ages, it assures the passage from awe to charm. as is well known, we are today at the other pole of this evolution: the face of Audrey Hepburn, for instance, is individualized, not only because of its peculiar thematics (woman as child, woman as kitten) but also because of her person, of an almost unique specification of the face, which has nothing of the essence left in it, but is constituted by an infinite complexity of morphological functions. as a language, Garbo's singularity was of the order of the concept, that of Audrey Hepburn is of the order of the substance.
the face of Garbo is an Idea, that of Hepburn, an Event."
roland barthes, the mythologies
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
3 yorum:
Az önce dedi ki ahıska, "bi kaç sene önce sınıfa barthes'in greta garbo hakkındaki okumasını verdim ve greta garbo'yu tanımıyorlardı."
tesadüf'ü paylaşmak istedim sadece. tasadüfler bana hep ilginç gelmişlerdir.
Hepburn'un yüzü ve yüzünün söyledikleri, bana hep pazar gününü anımsatır. küçükken Bebek sahilinde, elimde, uçmasın diye elime bağlanmış, balonumla gezerken-şu an nasıl anımsadığımı ancak gördüğüm rüyalara yorabileceğim-yanında her zaman bir erkekle gördüğüm ve ya o erkeğin dikkatsizliğini ona belli etmek; ya da benim dikkatimi çekmek için, o ağzını açmadan, dişlerini göstermeden, vücudu dahi kımıldamadan, tek bir dudak hareketiyle, ve gözlerine yansıdığını elime bakıp anladığım o ışıltı ve o ışıltıyı dağıtan gözleriyle takındığı, yarattığı, yeniden yapılandırdığı gülümsemesiyle; bir gün ve hala bana o yanındaki erkeklerden biri olmamı hayal ettiren, büyümemi sağlayan ve aynı zamanda asla büyümeyecek olmamı kabullendiren o genç kızlara mahsus yüz ifadesi. Filmlerini her izlediğimde, kendimi rüyadaymış gibi hissederim. ne mekanların, ne kostümlerin, ne konuşulan dilin, ne de şarkıların aynı olduğu bir rüya. ama sadece o yüz ifadesi.
üstelik sanırım ben de tanımıyorum.
al bir tesadüf daha.
Yorum Gönder