27 Nisan 2011

sireli yeğpayrıs

bugün yoruldum. sabah uyanamadım kendime kızdım, öğlen kütüphanede bir şeyler ters gitti kütüphanecilere kızdım, akşam başım ağrıdı. şimdi arkadaşımın bana bıraktığı rahat yatağın üzerinde, uyumadan önce, bütün gün benim dışımdaki dünyada neler oldu diye bakınırken gördüm. bağıran insanlar vardı. haykıranlar. biri kardeşimdi. kardeşim. kardeşim. sireli yeğpayrıs şöyle demiş, sesini çıkartabildiği o çok kısıtlı zamanda, çıkartabildiği o çok kısıtlı mecrada:

"Su an o tabutta askerlik yapmis, yapan herhangi birimiz de olabilirdik, ben su an kendimi o tabutun icinde hissediyorum.. Memleketiniz sizin olsun, bizi rahat birakin artik..Biz bundan sonra rahat uyuyamicaz, bari sen rahat uyu Sevag.."

evet, sevag ölmüştü. daha önce öldürdükleri gibi. daha önce öldürmeye başladıkları günde. 24 nisan'da. bir de üstelik bayramda. sevag'ı öldürdüler. şaka dediler. buna inanabilirmişiz gibi. sanki ellerine devletin zorla silah verdiği iki kişi birbirini öldürdüğünde katil herhalükarda devlet olmazmış gibi. sevag'ı bir 24 nisan günü katlettiler. kardeşim buna ağlıyor, kendini o tabutta hissediyor, "alın memleketinizi" diyor, ne diyebilir başka?
***
hatırladım. telefon çalmıştı. 19 ocak'tı. "mehmet duydun mu?" demişti. "duydum" demiştim. ağlıyordum. ağlıyordu. ağladık.
***
sonra kürtleri almışlar yine, protesto edenlerin üzerine ateş açmışlar, evlerden içeri gaz bombaları... kürdistan yanıyormuş. benim buradan duyduğumu istanbul duymamış, ankara duymamış. alın memleketinizi demekten başka ne şansları var?

peki ya ben ne diyebilirim? içimdekileri kime bağırabilirim? pencereyi açıp bağırsam kim duyacak? "anlıyorum kardeşim" desem, "ne anlıyosun lan?" dese, kardeşim, kardeşlerim, abilerim ablalarım amcam dedem ninem, ne diyebilirim?

kardeşimin sözlerini okuduğumdan beri şu mısra var aklımda:
"ah, carl, while you are not safe I am not safe"

yan yana oturduğumuz sıralardayız şimdi. elimi bacağına koyuyorum. sıkıyorum. buradayım. duy beni oradan, tamam mı?

sen o tabuttaysan, ben de oradayım, sen güvende değilsen, ben de değilim, "memleketinizi alın"sa eğer, benim de memleketim değil orası, benden de alsınlar, sen haykırdığın sürece, ben de haykıracağım. bunların bir anlamı var mı bilmiyorum. ama ne kadar anlam varsa yaratabileceğim, onun için buradayım, yanındayım.
***
bugün yoruldum. başım ağrıdı. nefret ettim. herkese tavsiye ederim.

7 Nisan 2011