(agos, derkenar, oniki ekim ikibinoniki)
Lokal ve organik
bir kahveci bağırıyor: “Matt!”. ‘Matt’ benim, kahveciler ve müşterilerin ismini
ortalığa haykırmadan iş yapamayan (ve aklımıza Althusser’i getirip duran) diğer
tüm –cılar ve –ciler beni öyle biliyor. Kahvemi alıp dışarı çıkıyorum. Birkaç
üniversite öğrencisi bağırıyor “Merhaba, bugün nasılsınız?” Herkesin açılışı
böyle ama ben bu kalıba alışamıyorum, “bilmem, dün nasıldım ki?” diyemeden,
“seçimler için kayıt yaptırdınız mı?” diyorlar. “Oy kullanmıyorum”. Beni önce
affediyorlar “Olsun” diye, sonra teselli ediyorlar “size yine de iyi günler.”
‘Dünyanın en eski, en büyük demokrasi’sine kendi katkımı yapamadığım için, en
azından bugün üzülmeyebilirim, affedildim.