bundan birkaç saat önce, "bir blog'um yok, henüz, o yüzden burayı kullanıyorum" şeklinde bir cümle kurmuştum. başka birinin blog'una yorum yazarken böyle bir cümle kurduğumu fark ettiğimde, uzun zamandır beklediğim o işareti kendi kendime verdiğimi hissettim. bir blog'um olabilirdi artık. "peki ama ne yazacağım? dünya kadar yerde, dünya kadar şey yazıyorum zaten?" sorgulamasının bir anlamı kalmamıştı belli ki. başka bir blog'a içimi dökmeye ve bunu yaparken de blogsuzluktan şikayet etmeye başladığıma göre, vakit gelmişti.
bir yaz gecesindeyiz şu an. belki yazıyı gönderdiğimde (terminoloji bu mu?) bir yaz sabahına varacağız. oysa yazmak ve okumak üzerine söylenmiş en güzel sözlerden birinin başlığı olarak "bir kış gecesi eğer bir yolcu", bu blog'un kafamdaki haline çok yakışıyor.
"blogculuk oynamak" çok moda şu an yakın çevrede. bir anda, hatta bir olay yüzünden (okuyucum olup olmadığından şüpheliyim, "malum olay" demenin bir şey ifade etmeyeceğinden korktum), blog yapmak bir ihtiyaç oldu bazı arkadaşlarım için. o arkadaşlarla benzer bir yolu seçmiş olarak, benim de mi böyle bir ihtiyacım var peki?
yoksa başka bir arkadaşımın teklifine uyup, makalelerimizi yayınlayabileceğimiz ortak bir blog mu açmalıydım? yoksa başka başka bir arkadaşımın önerdiği gibi, kocaman bir blog açıp içine hepbirimiz sığışmalı mıydık, "üç isimliler" olarak?
neyden bahsediyorum ben? kim bu arkadaşlar? kimse anlamasın diye yazılmış o romanlardan mı bu blog da? bir kış gecesi eğer bir yolcu gibi yani? öyle mi? öyle kalsın o zaman...
bu blog, anlam ve görev tanımları yapmayı reddediyor. bu satırların sahibinin, son zamanlarda, kendi kimliğinden uzaklaşmak suretiyle anlamsız bir "tanım" tutkusuna girmiş olmasını kınıyor ve modern kalıpları yıkıyor (pek güçlü bir blogcuk kendisi).
bir makale, bir gün özeti, bir serzeniş, bir acı, bir tatlı, bir şarkı, bir öykü, bir oyun, belki de bir koyun... bir adam, bir kadın. bir freddie, bir fuko....blog'umdan bunlar geçecek. belki de geçmeyecek. içinden tren geçen bir blog olsaydı eğer, benimki olsun isterdim. zira toplanmışlıklara tahammül edemiyorum...
bu blog'un bana tahammül yaratacağını umanlar, ben yenilince yenilmiş sayılacaklar, bunu unutmasınlar. kurallar için başvuru danışmaya, danışma "exit" oklarının sonunda...
6 yorum:
Blogunuz hayırlı olsun. :)
teşekkür ederim, cümlemize :)
nice senelere.
anlamını bilsen, "iyi ki doğmuşum" derdin.
değerini biliyorum,
ve seni çok seviyorum.
evet, iyi ki doğmuş o... ben de seviyorum onu...eskisi gibi ilgilenemesem de, iyi ki doğmuş. 1. yaşı kutlu olsun. bu muazzam senenin birinci dereceden tanığı, bazı anlarının yaratıcısı, bazılarının ağlayanı oldu. kutlu olsun...
Yorum Gönder