3 Ekim 2009

might not be such a bad idea...

sabahtan beri dinmeyen hapşırıklarım, bu eve bir veda mı? geride bıraktığım toz yığını, gidişimi açıklamak için yeterli mi? gidişim, geride bıraktığım toz yığınını açıklamaya yeter mi? dinlediğim şarkı, tüm bunları anlatabilir mi?

çıkıyorum şimdi, kapısından içeri bir buçuk sene önce girdiğim evden. evle pek ilgilenmedim hiçbir zaman, ama bu odayı hep sevdim. ilk kez bu kadar benimdi burası, bir buçuk senenin beş ayını çok uzakta geçirmiş olsam da. duvarda magritte'ler (orijinalleri desem ne komik olurdu), atatürk enstalasyonları (gençliğe hitabeleri desem ne garip olurdu), dolabın içinde eskilerden bir demet, birkaç da don var, sahiplerine ulaşamadığım (... desem ne saçma olurdu).

kafam çok karışık. hapşırıyorum...



Hiç yorum yok: