30 Temmuz 2012

Şeylerin Düzeni: Viva España!

(agos, derkenar, yedi temmuz ikibinoniki)

İki sene önce bu zamanlarda, İspanyol futbolcuların fotoğrafları, ‘Viva España’ sloganları, onlara hafif ayar veren “tamam Viva España ama, biraz da Visca Catalunya değil mi?” laflarıyla doluydu her yer. İspanya 2010 Dünya Kupası’nı kazanmış, finalde yendiği Hollanda’nın efsanesi Johann Cruyff “Ben Hollanda bayrağını değil, Hollanda futbolunu tutuyorum, onu da İspanya oynuyor” demişti. Cruyff’un tohumlarını 90’ların başında Barcelona’da attığı, bol pasa ve çok paylaşıma dayanan ‘total futbol’una çağ atlatan Guardiola Barcelona’sına dayanan İspanya, 2008’de de Avrupa Şampiyonu olmuştu ve tüm dünyada ‘iyilerin kazandığı’na dair yaygın bir kabul vardı. Söz meclisten dışarı, futbolla öyle pek alakası olmayan kimseler bile “güzel oyun” oynayan bu yakışıklı güruhu profil fotoğraflarına yakıştırmakta hiç zorlanmamıştı.

Yüksek Lisans, Yüksek Sömürü?


(agos, derkenar, yirmiiki haziran ikibinoniki)

 “Yüksek lisans öğrencileri köle emeği olarak kullanılıyor”. Geçtiğimiz günlerde bu başlıkla İngiliz gazetelerinde kendine yer bulan bir araştırma, bizi Türkiye’deki üniversitelerindeki durumu sorgulamaya itti. Özel üniversitelerin mantar gibi çoğaldığı, piyasa koşullarının git gide daha belirleyici olduğu, YÖK’ün kontrol mekanizmalarının etkisinin ise her zamanki gibi devam ettiği günümüzde, asistan olarak çalışan yüksek lisans öğrencilerinin durumunu farklı okullardan öğrencilerle konuştuk.