(agos, derkenar, yedi temmuz ikibinoniki)
İki sene önce bu
zamanlarda, İspanyol futbolcuların fotoğrafları, ‘Viva España’ sloganları, onlara hafif ayar veren
“tamam Viva España ama, biraz da
Visca Catalunya değil mi?” laflarıyla doluydu her yer. İspanya 2010 Dünya
Kupası’nı kazanmış, finalde yendiği Hollanda’nın efsanesi Johann Cruyff “Ben
Hollanda bayrağını değil, Hollanda futbolunu tutuyorum, onu da İspanya oynuyor”
demişti. Cruyff’un tohumlarını 90’ların başında Barcelona’da attığı, bol pasa
ve çok paylaşıma dayanan ‘total futbol’una çağ atlatan Guardiola Barcelona’sına
dayanan İspanya, 2008’de de Avrupa Şampiyonu olmuştu ve tüm dünyada ‘iyilerin
kazandığı’na dair yaygın bir kabul vardı. Söz meclisten dışarı, futbolla öyle
pek alakası olmayan kimseler bile “güzel oyun” oynayan bu yakışıklı güruhu
profil fotoğraflarına yakıştırmakta hiç zorlanmamıştı.
(agos, derkenar, yirmiiki haziran ikibinoniki)
“Yüksek lisans öğrencileri köle emeği olarak
kullanılıyor”. Geçtiğimiz günlerde bu başlıkla İngiliz gazetelerinde kendine
yer bulan bir araştırma, bizi Türkiye’deki üniversitelerindeki durumu
sorgulamaya itti. Özel üniversitelerin mantar gibi çoğaldığı, piyasa
koşullarının git gide daha belirleyici olduğu, YÖK’ün kontrol mekanizmalarının
etkisinin ise her zamanki gibi devam ettiği günümüzde, asistan olarak çalışan
yüksek lisans öğrencilerinin durumunu farklı okullardan öğrencilerle konuştuk.