4 Şubat 2010

şablon gecesi

şu değişikliği bir süre önce yapsaydım, koyunlarla goyunları eşler, ufak kelime oyunlarıyla ortamı ısıtır, mutlu yarınlara tebessümle bakar, baktırırdım. üstelik dergi de fırına yeni sürülmüş olurdu, kokuları ortamı ısıtırdı.

eh meh, şablon değişikliklerinden önce hayat değişiklikleri var (blogger'dan önce allah var gibi), o yüzden koyunlar başı boş otluyor buralarda. aslında küçük prens göndermeleri falan da olurdu belki, ama küçük prensim olmayan bir evdeyim. daha önce küçük prensimin olmadığı bir evim hiç olmamıştı (di mi?).

bir adet çalma listesi (playlist diyor ecnebi buna. ben de öyle) yaptım, içinde "night" geçen muhtelif şarkılardan. arada tahammül edemediklerimi ayırdım, bilgisayarımda olup da bilmediklerimi başka gecelere sakladım.

bir geceye ve ruh halime göre fazla sevimli bir şablon bu, kabul ediyorum. üstelik çok da kullanışsız, okumaktan çok yazması, düzenlemesi. belki yarın değişir, belki bir sene sonra. ama işte night dökülürken, çeşitli seslerde, ama en çok xx'te ve morphine'de, bir tür uyum var burada, zorla yaratılmış da olsa. constant construction and re-construction demişti nazan, ta en başında. ha işte ondan diyorum ben de. mehmet, sosyoloji, dergi dışı..... noktaları, bu yazıyı en az anlayamayan doldursun, kendi kelimeleriyle.

the night'tı, yazdığım şeylerden belki de en acısının adı. bir tür günlük. tuttuğum son günlük. bu blog'un adı da the night olsun. çocuk sesleri kabusları çağırsın. içinde çocukların katil olduğu klişeler görsün bu blog'u okuyanlar. hayatta en çok korktuğum şey, en çok olduğum şey; bu başarısız yaşanmış bir hayatı mı gösteriyor, yoksa hedefine ulaşmış bir hayat mı?

renkli menkli, sevimli ve ciddi, depresif ve gözü yaşlı, öpüyorum hepinizin meme uçlarınızı

4 yorum:

homesick alien dedi ki...

ay varmış içinde kalpten delikler olan, bir baykuş, beyaz pamuk koyunlar, zıp zıp, yıldızlı yazı sonları, pncerenin içinde bir oda varmış. mehmetmiş bunlar, sosyoloji, dergi dışı ve içinde night geçmese de spellmiş, geceymiş hepsi. bu masalla uyurmuş belki bir gün çocuklar. bir varmış bir yokmuş. bu blog böyle çok güzel olmuş.

Adsız dedi ki...

[B]NZBsRus.com[/B]
Dont Bother With Slow Downloads With NZB Files You Can Quickly Find Movies, PC Games, MP3 Singles, Applications and Download Them at Dashing Rates

[URL=http://www.nzbsrus.com][B]Usenet Search[/B][/URL]

yiğitcan dedi ki...

a hard day's night, belki de? her neyse çok mavi bir şey ve çok mavi olmak ne kadar yakışmış bu kış gecesine...

Adsız dedi ki...

bulamadıkların, aradıkların, bulduklarım, sustuklarım, bulduklarım mı bulduğumu sandıklarım mı, aldıklarım belki yırttıklarım, ya da yırtıklarım , kaybettiklerin mi fark etmediklerin mi,kaybetsen de farketmiceklerin mi, aradıklarım ya da sandıklarım belki aradığımı sandıklarım, "sandık"ların içinde sakladıkların, söylediklerin, söylemediklerin, umursamadıkların, soğukkanlılığın, gördüklerin, duydukların, kulaklarını tıkadıkları, dilimi yuttuklarım, sesini çıkarmadıkların, çıkaramadıkların, çıkarsan da olmayanlar, çıkarmak istemediklerin, üzüldüklerin, ah işte keşkelerim, var sandıklarım, yok olanlar.. söylenenler, asla söylenemiycek olanlar susulsa hep daha iyiler.. sanki hepsi burda bu yazıda.. ya da belki de değil aslında.. uyduruyorum ben..

suchaprettyhouseandalittleprinceinitandsuchapretttygardenandnoalarmsandnosurprises