tam 24 saatlik uykusuzluğum ve bir tabaktan geriye kalan üç patates oturtma lokması, bir kış gecesi eğer bir yolcu'ya eşlik ediyor şu an. çöp kutum var görüş alanımın hemen sınırlarında, bir kola ve bir miller şişeşi ufak ağızlarını yukarı dikmiş, gerisi son bir ayın hastalık güncesi. son bir ayın ders kitapları, sınav notları dağılmış etrafa. milliyetçi ve emperyalist bir demokrasinin ortadoğuda inkilapçı bir tarihi olabileceğine karar vermişim sanırım son bir ayda. sağımdaki sandalyede de, son bir ayın oyungezer'i duruyor. son bir ayın kahve bardakları, bitmiş vivident kutusu, içi boşalmış ıslak mendil nesnesi (işte bu yüzden, sırf bu yüzden işte.... yeni bir isim verdim sana)...
ocak 2008 klasörü açmalıyım sonra, dergicilik yapanların 1 aralıkta yılbaşı kutlamalarını teklif etmeliyim köyün ileri gelenlerine. şirin baba'yı bulmalıyım, "gelmiş geçmiş en büyük lider" oylamasında seçilmek üzere olduğunu, ama daha çok desteğe ihtiyaç olduğunu anlatmalıyım ona. forward mailler atmalı her yere. donatmalı dört bir yanı bayraklarla. inletmeli tribünleri şarkılarla lay lay lay lay la..
oysa sanırım ilk kez, tam bir gün boyunca yaşadım. 24 saatten çok uykusuz kaldığım olmuştu, ama bu sefer, gece 12de uyandım, eğer 20 dakika içinde yatmayı becerirsem (sizi ilgilendirmez ama şu an saat 23:37), kendi çapımda bir düzen kılaymeksi yaşayacağım.
oysa uykum var. bu kadar düzenli olmak için fazla uykusuzum. uykusuzluk düzensizliktir. uykusuzluk direniştir..
oysa tam tersini söylemiştim geçenlerde taptaze asistan arkadaşıma (tebrik ederim buradan kendisini) dirensizlik uykudur demiştim.
densizliktir uyku.
kurulu cümlelerinin içine eder. girişinin için eder. başlığının içine eder. diyalektik neymiş? kimin fesiymiş? bu dönem boyunca fes'in fez'den gelip gelmediği üzerine kaç kere daha yorumlamalar duyacağım acaba?
lamaların ömürleri boyunca hiç geğirmediklerini biliyor muydunuz? oysa patates geğirtir.
eğer üç lokma kaldıysa burada,
fazla uzaklaşmış olamazlar.
7 yorum:
bitti bir dönem daha...
sıfırdan başlicaz yakında...
şimdilik iyi uykular mehmet kentel...
pencerem kapandığı için buraya yazıyorum:
"acımızda da sevgimizde olduğumuz kadar bencili...canımızı yaknın canı yanmadan murluluk bizi bulmuyor"
böyle işte...
yeni uykusuzlukların ilk anlarında burada olacağını biliyorum, anlaşılan o ki;son tam gün uykusuzluk hallerinde güneş poyraz yağmura pek yer kalmamış,
umarım yeni uykusuzluklarında bunlara ve dahi'ye yer ayırabilirsin,
diyalektik böyle bir şey işte,
her son yeni bir başlangıcı içinde taşıyor hep,
yine ve daima;
''umut saklımızda ölümsüz bayrak,
kırmızı kırmızı dalga dalgadır''
ilcitir
sanırım ben seni anlıyorum :)
uyu kentel bence, halini hayırlı görmemeye başladım ki maalesef ben de seni anlayanlardanım:)
bu arada bilmiyordum ne fes-fez i, ne lamaları, ne de patatesin geğirttiğini? öyle miymiş? çok hayırlı değil gidişatım.
Uyku güzeldir desem olur mu peki bu yazıya yorum olarak:)
her yazıya yorum olarak "uyku güzeldir" yazılabilir, caizdir.
manifesto;
uykusuzluk direniş ise eğer, eninde sonunda yenileceksin.
(yahu gene kaybettik dedim... dedi ki normal...)
laylaylaylardan hımhımhımlara...
ve artık morpheusun kollarındasın, ve o artık kaçınılmaz.
tadını çıkar:):)
Yorum Gönder