İkinci defa Uyuyan Güzel hikâyesini anlatmak istiyorum.
Uyuyan güzel dikenli çalıların arasında yatıyordu. Sonra bir gün birdenbire, üzerinden pek çok yıl geçtikten sonra uyandı.
Ama talihli bir prensin öpücüğüyle değil.
Onu genç aşçı uyandırmış, uyandırmasıyla birlikte de kulağına öyle bir yumruk yemişti ki ses tüm kalenin içinde çınlamıştı, neticede yılların biriken enerjisinin bir ürünüydü.
Aşağıdaki sayfaların dikenli çalıları ardında güzel bir çocuk uyuyor.
Aman ola, parıltılı bilgiyle donanmış talihli bir prensin buna yaklaşmasına müsaade etmeyin. Zira gelini öpmesiyle suratına tokadı yiyecektir.
İyisi mi başaşçı göreviyle yazar onu uyandırsın. Keskin çınlamasıyla bilgi salonlarını çınlatacak kulaklardaki yumruğun hanidir vakti gelmiştir.
İşte o zaman bu fukara hakikat uyanacak, hani yasaklı olarak kendisini bir profesör cübbesi içine kapattığını düşündüğü içindir ki yine kendisini modası geçmiş dingile bağlayan şu hakikat. (walter benjamin, alman trajik dramasının kökeni için, frankfurt sosyal araştırmalar enstitüsü'ne [frankfurt okulu] hitaben yazdığı ve yayınlanmayan önsöz'den.)
18 Mart 2012
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder